İnsanımızdaki Ahlak Problemi

Adıyaman Gölbaşılı bir ailenin çocuğu olarak 1978 yılında Mersin’de doğdu. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Felsefe bölümlerinde lisans; Ankara Hacıbayram Veli Üniversitesi Ortaçağ Tarihi alanında yüksek lisans öğrenimlerini tamamladı. Trabzon, Rize illerinde Gümrük Muhafaza Memurluğu görevinde bulundu, halen bu görevini Ankara'da sürdürüyor. Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olan Işıklar, 1 kız çocuğu babasıdır.

İnsanımızdaki Ahlak Problemi – Müslüm IŞIKLAR

Bu yazı, ‘İnsanımızda bir ahlak problemi var veya yok’ gibi bir çıkarsamada bulunmak amacıyla oluşturulmadı. Öyle bir sorun varsa (Ki bence var) burada iş öğretmeninden yöneticisine, anneden babaya kadar toplumun tüm yelpazesine düşüyor. Bu yazıyı yazmaktaki gaye çok değil, daha geçtiğimiz hafta sosyal medyada sık rastladığım bir duruma dikkat çekmektir.

            Bilindiği üzere geçen hafta sonu Kadınlar Voleybol Milli Takımımız, Dünya Şampiyonası’nda bir gün arayla yarı final ve final maçlarına çıktı. Ekibimiz, yarı finalde Japonya’yı 3-1 yenerek finale yükseldi. Finalde karar seti olarak adlandırılan beşinci sette İtalya’ya 3-2 mağlup olarak dünya ikincisi unvanını hak etti.

Esasında dünya birinciliği unvanını da hak ettiler ama takımımızın iyi de başladığı, iki sefer de iki farklı üstünlüğü sağladığı son setin ikinci diliminde adeta nutku tutuldu. Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası ve Milletler Ligi şampiyonluklarından sonra Dünya Şampiyonası ikinciliğini de elde etmemiz oldukça kıymetli bir payedir. Bu açıdan İtalyan hocamız Daniele Santarelli, sporcularımızla birlikte şimdiden tarihe geçmeyi başardı.

Milli takımımızın hocası Santarelli’yi şimdilik parantez içine alarak bahse Japonya Kadın Voleybol Milli Takımının hocası, ülkemizin yetiştirdiği önemli antrenörlerden Ferhat Akbaş ile devam edelim. Eczacıbaşı ile elde ettiği ivme ile daha sonra kadınlarda Hırvatistan’ı, şimdi de Japonya’yı çalıştıran Akbaş, yarı final maçında ülkesine karşı mücadele verdi.

FERHAT AKBAŞ’A KÜFÜR, SANTARELLİ’YE SEMPATİ

Mücadele esnasında Japonya’nın aldığı bazı sayılarda sevindi, zıpladı, yer yer mutluluğunu gizlemedi. Bu durum, sosyal medya üzerinden bazı tepkilere sebep oldu. Maalesef Ferhat Akbaş’a ‘Şerefsiz’ diyenler mi, onun yaptığına küfür edenler mi dersiniz yoğun bir tepki gösterenler oldu.

Ertesi gün ise finaldeki rakibimiz İtalya’ydı ve bizim hocamız da rakibimiz İtalya’nın milletindendi. Maç esnasında Santarelli’nin, bizim aldığımız sayıları gülerek karşıladığı birçok anlar oldu. Üstüne sevindi ve zıpladı. Hatta ekranda görülen bir yerde oldukça yoğun denebilecek bir neşeli tavır sergiliyordu. Ki insanın emek verdiği yer adına sevinmesinden, zıplamasından gayet normal bir şey yoktur.

Denilebilir ki ‘Bir sayı alındı’ diye bu kadar sevinmeye ne gerek var?’ Ancak voleybol zaten böyle bir spor. Alınan her sayıda bir araya gelen oyuncular, birbirlerini motive eder. Hatta sayıyı kaybeden takım bile toplanarak benzer motivasyonda bulunur. Rakibe doğrudan sözlü veya fiziki saldırı yapılmadığı sürece, rakibin sevincine, tebessümüne kafa takılmaz. Maç sonrasında yenilen takım, yeneni veyahut ev sahibi takım, misafir takımı tebrik eder. Hakeme itirazın bile bir adabı vardır.

FUTBOL TEPKİLERİYLE VOLEYBOLA BAKMAK

Bu sporda, futboldaki gol sevincindeki tutumun sergilenmesini beklemek doğru olmaz. Maç boyunca nadir sayıya ulaşılan, hatta bazen hiç ulaşılamayan futboldaki sevinçle voleyboldaki bir değildir. Futbolda eski takımına ya da ülkesinin takımına karşı sayı kazananın, yenenin suratını asması beklenir. Neredeyse gol attı diye yas ilan etmesi arzu edilir.

Ferhat Akbaş’ın hareketleri aşağılanırken Santarelli ise ‘Bizden biri’ denilerek yukarıda tutuluyor. İşte bu noktada bir ahlaki sorun olduğu ortaya çıkıyor. Aynı eylem, aynı platformda farklı muamelelere maruz kalıyorsa burada tepki veren açısından sorunlar var demektir. Neticede cephede bir mücadele yok. Harp meydanında düşman adına savaşılmıyor. Emek karşılığı para kazanılıyor. Bu parayı da hak etmek için maç esnasında elde edilen onlarca sayının hepsinde başarının getirdiği sevinci gizleyemezsin.

SANTARELLİ KULÜPTE İTALYA, MİLLİ TAKIMDA TÜRKİYE ADINA YARIŞIYOR

Milli takımımızın hocası Santarelli, kulüplerde İtalya’nın Imoco Volley takımının da antrenörlüğünü üstleniyor. Ülkesinin takımında ülkesine hizmet ederken ulusal seviyede ise yeri geldiğinde ülkesinin karşısında mücadelede bulunuyor. Eşi Monica De Gennaro da kulüplerde Santarelli’nin öğrencisi iken milli takımda eşine rakip olabiliyor.

‘Imoco’da iken Türk takımlarına karşı alınan onlarca sayının hepsinde duygularına hâkim ol, Türkiye Milli Takımı’nda iken İtalya’ya karşı sakin tavrını koru, hissiyatını gizle’ türünden yaklaşım sorunludur. ‘Şimdi sevinsek akşam evde hanım ne der, durduk yere Monica’dan trip yemeyelim şimdi’ hissine sokmanın gereği yok. İşin şakası bir yana onlarda böyle sorunların olduğunu sanmıyorum. Varsa da onlar da yanlış yapıyorlar.

Ülkemizde genelde üst düzey başarı elde edildiğinde izlenen basketbol, voleybol gibi sporlara dışarıdan geçici dahil olan futbol seyircisi için bu sevinç, maalesef normal algılanmayabilir. Ancak bu sporların müdavimleri için, bilhassa voleybol için bunlar, normal tavırlardır. Burada kitlelere, yapılanın bir spor olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Sporun ruhu yaşatmaktır; üzmek, saldırmak, öldürmek değil.

ETİKETLER:
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız